Karadenizden büyük bir aşk filmi Yüreğine Sor. Başrollerinde Tuba Büyüküstün, Şevval Sam'ın oynadığı dram, romantik sinerema. Onlar sadece aşık olmuşlardı ama şimdi efsane oldular. Birbirlerini delicesine seven iki genç insan Esma ile Mustafa gelecekleri ancak birlikte olduklarında anlamlıdır olmaktadır onlar için. Yoksa hayatın bir değeri kalmamaktadır. Ne yazıkki bu büyük aşkın döneme ve yöreye karşı bir engeli vardır. Mustafa gizli bir Hıristiyan'dır. Sevgilisi dahi herkes onu Hıristiyan olduğunu bilmemektedir. İşte bu filmde aşk inancı inanç aşkı sorgulamakta.
Filmin Sorusu: Aşk inancı inanç aşkı sorgulayabilir mi?
Aşk her yerde yazıldığı gibi okunur ve okunmalıdır. Komedi ve birazda politik sahneler içiren yerli Ay lav you filmi Tinne Köyü'nün muhtarı Yusuf Ağa, köyünü resmi olarak tanıtmak amacıyla devlet büyüklerine mektuplar yazmaktadır. Oğlu İbrahim'i bile sırf bu amaç uğrunda okuyup büyüsün diye bir fakülte avlusuna bırakmıştır. Papaz Hana, İbrahim'i nüfusuna geçirmiş ve ona sahip çıkmıştır. İbrahim 30 yaşına geldiğinde Amerikalı aşkı Jessica'yla birlikte köye dönmüştür. Dönmüştür ama ne dönüştür o, getirdiği Amerikalı sevgilisi ile evlenmeye karar verir. Ee tabi köyün örf adet ve gelenekleri öncelikli söz konusudur. Amerikalı'lar ile köylüler arasında eğlenceli vakitler geçsede düğün hazırlıkları başlamıştır. Tam o sırada Amerika'nın 11 eylül saldırısı gerçekleşmiştir, bunu gören misafirler...
Ay lav yu sitesinden filmin hikayesi;
Yeryüzünün unutulmuş bir coğrafyasında, unutulmuş coğrafyanın kuş uçmaz kervan geçmez diyarında, yalın ve yalnız bir köydür Tinne. Varlığı yokluğu bilinmez, tek şahidi söz kamaştıran Güneştir belki de.
Burası ülke haritasinda bile görünmeyen, okulsuz, yolsuz, sağlık ocaksız, tüm halkı kimliksiz Tinne’dir. Kürtçe’de de yok anlamına gelen, belki de adını kaderinden alan yok-köy Tinne’nin tek meselesidir var olmak ya da yok olmak.
Tinne, yıllardır Devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek unutulmuş, farkına varılmamış, yok diye bilinmiş bir köydür. Türkiye’nin güneydoğusunda, Mezopotamya’nın ortasında kaderini yaşamaktadır. Kimsenin nüfusta kaydı bile yoktur. Yani resmi olarak ne Tinne vardır. Ne de orada yaşayan bir insan. Oysaki 100 yılı aşkındır Yusuf Ağa ve ailesi o topraklarda yaşamakta ve devlete açılmak istemektedir. Ancak yıllardır yazdığı hiçbir mektuba bir cevap bile alamamıştır.Yusuf Ağa, sırf var olabilmek, tanınmak için, herkes çocuğunu cami avlusuna bırakırken, en büyük oğlu İbrahim’i daha kundakta bir bebekken, fakülte avlusuna bırakmıştır. Yusuf’un imdadına süryani Papaz Hanna yetişir. Ve o gün oradan geçmekteyken alır İbrahim’i ve nüfusuna geçirir. Kimliği olsun, var olsun ve Tinne’yi de var etsin diye.
İşte o İbrahim şimdi 30 yaşına gelmiş, askerliğini yapmış, üniversiteyi bitirmiş, köye dönmektedir. Büyük sevinçle, umutla, neşeyle, zılgıtlarla karşılanır İbrahim. Tinne’nin tek umudu, büyük gururu gelmiştir. Artık Tinne var olacaktır. Kalkınacak, okulu olacak, yolu olacak, sağlık ocağı olacak, muhasır medeniyetler seviyesine çıkacaktır. Ancak İbrahim dönmüştür dönmesine de, kalbi buralara kadar gelememiştir. İbrahim’in okumuş, askerliğini yapmış ve aşık olarak köye dönmesi büyük sevinçle karşılansa da, bu sevinç Yusuf Ağa’nın kızın adını duymasıyla birlikte bir şoka dönüşecektir...
Ay lav yu filmi fragmanı izle
Filmin Sorusu: Aşk heryerde aşk mıdır?
Londra'nın dışında yapılan bu muhteşem doğa manzaralı film romantik ve dramatik sahneler içermekte. 23 yaşındaki şair Keats, genç komşuları Fanny Brawne'la gözlerden uzak bir ilişkiye girer. Bağları güçlenir ve aşkları alevlenir. Ancak bazı engelleri aşmaları gerekmektedir; Fanny'nin annesi, Keats'in en yakın arkadaşı Brown ve genç şairin amansız hastalığı arasında kalmıştır. Parlak yıldız film fragmanın izleyerek devam edebilirsiniz
Parlak Yıldız film fragmanını izle
Filmin Sorusu: Aşk herşeye değer mi?
Oscar ödüllü yönetmen den Shutter Island türkçesi ile Zindan Adası. Bu filmi gerilim, dram ve Leonardo Dicaprio hayranlarına hitap ediyor. Massachussets sahili açıklarındaki bir adada suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği hastanedeki katilin gizemli bir şekilde kayboluşunu soruşturmakla görevlendirilen Teddy Daniels ve Chuck Aule adlı iki polisin baş döndüren hikayesini Zindan Adası filminde anlatmakta.
Filmin Sorusu: Leonardo Dicaprio'nun eskisi gibi filmlerine tat verebiliyormu?
